Pazartesi, Ağustos 23, 2010

çantamdaki bozuklukları harcayınca çok hafifledi çantam.. hayatımdaki bozuklukları da harcayayım diyorum..
bir de geriye doğru yaşamağa başladım. hayır; genel tekrar değil. tam olarak öyle
'geriye doğru yaşamak'

a bu arada umrumda değil hiç bi'şey

Cuma, Ağustos 13, 2010

‎"Zamanı, yaralarla ölçen kadın!
Geçmişiyle kavgalı...
Gündüz isyankar, geceleri tanrı'ya sığınan kız çocuğu...
Kırdığı kalpleri dizmiş ipe,
gene en büyük zararı kendine ..."

Cuma, Ağustos 06, 2010

suçlu sensin.

dün akşam oturduğum yerde 6-7 sene önce yine oturuyordum.
sen de başını alıp da gitme ne olur diyerek..

Çarşamba, Ağustos 04, 2010

asıl demek istediğim şuydu: bunca değişiklikten sonra ne hissedeceğimi şaşırdım...

hani amelié'nin gidip alışkanlıklarının yerini değiştirdiği bi komşusu vardı.(nesi var bu cümlenin)
hah işte aynen amelie'nin ona yaptığı gibi biri değiştiriyor sürekli alışkanlıklarımı.
oysa ki intibak sorunum vardır.('o ne ya'diyenler için: kalbim var şekerim var deyip ikram çeviren insanları hatırlayın)
bi uyanıyorum güneş soldan doğmuş..
ayakkablarımı ellerime giyiyorum. büyüdükten sonra bi babam oluyor.
önce büyük olmayı öğreniyorum. sonra çocuklaştırılıyorum
akşamları kahvaltı yaptırılıyorum. 3yaşımda olduğum yerleri 5 yaşımda görmedim mesela biliyor musun.ve öyle sürekli değişti mekanlar da(hemşerim esas memleket nire?)
tebdil değil de sanki.. terbiye gibi.
ferahlık mı peki?

dünya pek tekin bi yer değil. başınıza herşey gelebilir. (yaşı kaç olursa olsun henüz doğmamışlara notumdur)

bir de dengenin korunması gerektiğine dair tembihler var kitapta..
ayar kaçıran bi varlık olduğumuzu gösteriyor işte.
koca dünyanın da dengesini bozmadı mı insanlar(ben bişey yapmadım valla)

bu günlerde çok iş yapıyor dilim. ama başkaları acı biber sürmeden acı biber yiyin demiş çinli atalarımız.. atasözünü dinledim