Pazar, Nisan 28, 2002

ne olduğunu mu anlamalıyız../ne olduğunu anlamalı mıyız..

yaz gelmiştir belki..
belki bu yüzden kalabalıktır sokaklar..
kapıyı açık bulmuş kedi gibi meydana atmışlardır kendilerini..

güneş ne yılışık bi ısıtıcı ve aydınlatıcı ya..
odayı değiştirmek lazım da diğerlerinde de gürültü bol oluyo..

bi uyku olsun mesela.. başındaki saat dünyanın sonu geldiğinde çalsın..
uyku sersemi kaldırabildiğin elinle saatin çalmasını durduracak tuşu bulmaya çalışırken saati devirip uçurumdan aşağı düşür.. uçurumun dibinde bi akarsu olsun bugs bunnyi kovalayan elmerın sürekli düştüğü cinsten.. saat önce altının boşluk olduğunu farketmesin.. sonra sendelesin olduğu yerde ve ciyuvvvvvvv aşağı.. ve şlapss... ve su yüzeyinde oluşan halkalar.. sonra sudan yükselen bi kaç tane baloncuk..
saatin son dileği anlamsız:tik tak/tak tik..
su kadar koruyucu bişe yok bu arada..
ee nerden çıktı bu?
şeyden..
balık..
balık saatin suya girdiğini gördü..
peeeh dedi.. şu gelene bak..
saat suyun içine girer girmez yavaşladı mecburen/doğası gereği(bu aynı zamanda demektir ki herkes suda yaşayamayabilir)
balık korkmadı. çünkü suyun içinde hızla yaklaşamazdı saat.
orda herşey ağır çekim..(filiz akın tarık akana koşarken bundan esinleniyo olabilir)
balıklar aslında bluk bluk diye ses çıkarmıyo.. o toplu bişeyin yavaşlatılmış hali bu durumda..

doğaçlama(bunun diğer adı neydi p vardı içinde bi s. pre gibi bi hece vardı galiba hatta. ama ne idi nee) yormaz.. prosedür yorar.. hemde baştan yorar.. aynı enerji tüketimini gerçekleştirseler bile...

saat yorulmuştu.
prosedür gereği sürekli 360 derecelik açı çiziyordu.. tek ayrıntı insanların güneş tepeye vardıktan sonra 1 rakamını 13, 6 yı 18, 3 ü 15 vs. olarak görebilmesi.. (hey gidim hey.. daha ne kandırmacalar var şu hayatta) saat bu durum karşısında şaşkın.. ama alışkın da. saatlerin halkasını biraz daha genişletip 24 yazabilirlerdi.. hatta hergün aynı şeyler yaşanmasın diye ilk icadından bu güne kadar sürekli ileri doğru sayıyor olabilirdi.. enteresan tabi.. her işte bir 'hayır' vardır..
yani isyan edici. bu cümle de böyle algılanabilir can istediği zaman..
hiç bir şey tek gerçeğe sahip değil demek bu galiba.
dünya boşluk üzerinde duruyor.. sallantıda yani. bi gün aşağı düşerse?
ve sürekli kendi etrafında dönüyor.. içinde de döngüye sahip.. saatten daha becerikli oluyo bu durumda..
ama ya düşerse?
suyun içine..
elmırın düştüğü suyun içine.
hep aynı hikaye..

anlamlı mı?
anlamsız.
anlamalı mı?
yoo..

hı bide bazı insanların iris tabakasında çiçek şekilleri var..
dikkat etmek lazım.